22 Eylül 2010 Çarşamba

İstenmeyen Ot

Geçenlerde annemle Pendik istasyonda tren bekliyoruz.Biz geldiğimizde istasyon bomboştu her zamanki gibi kıl payıyla kaçırmıştık bir önceki treni.Neyse beklemeye razıydık oturduk bankların birine.Sonra bir kadın geldi kendi gibi bir kaç kadınla beraber yan banka oturdu.Bu kadına kadın deyip diğerlerini onun arkadaşı yapmamın sebebi bu kadında dikkatimi çeken ve asıl bahsetmek istediğim şey oldu.Mesele şu ki kadın iğrenç derecede sümüklü bir insandı bu hayatta nefret ettiğim 200 300 şeyden biride sürekli burun çeken insanlardır.Bir kere duydun mu o sesi bütün  engelleri aşar kulağına gelir illaki.Yani annemle devam ettirmeye çalıştığım sohbet çok basit bir engeldi sümük burun için.Arka fonda sürekli onun 'hıjşşk hıjşkkk' sesini duyuyordum.Algıda ne kadar seçici olduğumdan bahsetmeme gerek yok bence.
Baya saydım kadına annesine,genlerine,o burunun o derece büyük olmasına,hatta estetik diye bir şey var diye kadına yanaşmayı bile düşündüm 'oha be kadın her yerin burun olmuş git aldır yarısını' diyecektim,demedim.Sonra hiç üşenmedim ciddi ciddi dua ettim bu kadınla aynı vagonda olmayayım diye.Trenler yenilenmiş bu arada banliyö trenler böyle bayağı bir havalı olmuş gelen bakıyor bende şaşırdım ilk gördüğümde buna mı bineceğiz diye.Tren geldi biz istasyonun başındayız ben kafaya koydum kesinlikle bu kadınla aynı vagona binmemeliydim baktım ilerliyor bu öndeki vagonlara tamam dedim bindim zaten trenler tıkış tıkış sonra sonra fark ettim ki bizim makinistler daha bu teknolojinin son nimetine alışamamışlar durakları ayarlayamıyorlar o yüzden son vagona yetişen biniyor dolayısıyla son vagon aşırı kalabalık oluyor -akla gel!-
Gayet insanlarla içli dışlı değişik ortam kokularıyla ilerliyoruz.Alışıla gelmiş memleketimin insan manzaralarından işte ama yine de bir huzur hakim.Neyse tutunacak bir yer bulmak için biraz ilerlemeye karar verdik o tepeden asılı duran zımbırtılardan bir tanesine tutunabildim annemde bana tutundu öyle böyle ulaşım yapabilecektik.Sonra bi ses geldi 'aman yarabbi! bu ses bu ses... dedim içimden çok yakından geliyordu ama kesinlikle kafamı çevirmek konusunda çok kararsızdım gerçekten bu anı yaşadım zaten tepkilerimi kendim izliyormuş gibi ilginç bir şekilde göstermeyi severim durdum ve ve kafamı çevirdim.O kadın! Burnu gözüme girecek kadar yakınımda vede.Ciddi anlamda bunu yaşadım öbür kapıdan girmiş ve kader bizi yan yana zımbırtıları tutmamız için bir araya getirmişti.O an gerçekten kafamda şu belirledi.Atalarımız!Gerçekten bunu düşündüm.'İstenmeyen ot burnunun dibinde biter' bunu demişlerdi adamlar ya.Ne kadar ulvi insanlardı.Aynen dedikleri gibi oldu.Sanırım burun kelimesinin geçmesi hafızamda daha kolay bir etki yarattı ama.Ondan sonra şaşırmadım zaten başıma hep böyle şeyler gelir.O kadında burnu da hafızamda yer kaplıyor şimdi o kadar.

Gelelim şimdi bu konudan bahsetmemin sebebine.Şuan deli gibi grip olmuş durumdayım!Bu yazıyı yazarken en az 15-20 kere burnumu çektim.Evet tıpkı o kadın gibi! ancak sadece yalnız olduğum zamanlar burnumu sürekli çekerim bunu da belirteyim.Kısacası berbat bulaşıcı grip aylarındayız tavsiyem şudur ki kendinize dikkat edin,aşınızı olun,c vitamini falan filan ne gerekirse alın he yine de engel olamayıp sizde hastalanırsanız toplum içinde gelişi güzel burnunuzu çekmeyin..sevgiler..

1 yorum:

  1. yaa sende çekersn öle burnunu hıjjşşkkk die:D

    YanıtlaSil