23 Ağustos 2010 Pazartesi

Ayrıntıda Gizli

            
          'Sevgi sabırlıdır, sevgi şefkatlidir. Sevgi kıskanmaz, övünmez, böbürlenmez.

Sevgi kaba davranmaz, kendi çıkarını aramaz, kolay kolay öfkelenmez, kötülüğün hesabını tutmaz.
Sevgi haksızlığa sevinmez, gerçek olanla sevinir.
Sevgi her şeye katlanır, her şeye inanır, her şeyi umut eder, her şeye dayanır.
Sevgi asla son bulmaz.'


     İncil'de sevgiden böyle bahsedilmiş.Ben bunu dizi izlerken bir replik de duydum dikkatimi çekti.Hepimizin inanmak istediği şeydi bu aslında.Kutsal kitaplarda da yazan buydu.Üzerinde düşündüğümde evet dedim gerçekten böyle ve böyle olan sevgi sevgidir. Yani herkesçe budur değil mi sevgi?Ama tabi istediğim şey yağmurun yağıp ıslatmaması gibi imkansız.
Bildiğimiz halde hangimiz sevgimize bunlardan yeterince katabiliyoruz ki? Yada bunlardan bazılarını katabildiğimiz,sevgimize biryandan, nefret, ihanet, ihanet, yalan, saygısızlık, kabalık,kötülük,iki yüzlülük, çıkar, tahammülsüzlük katmıyor muyuz?İçine ediyoruz işte her şeyin kavramların anlamlarını değiştiriyor ama farkına varmıyoruz.Bize kalanlarla yetinmeye çalışıyoruz ama bunlar eksildikçe bizden de bir şeyler eksiliyor.Kendimiz avutmaktan başka çaremiz yok ve her gün yaşadığımız bu hayatta hikayemizin herkesten farklı olduğunu düşünmekten de.Ama başka bir açıdan bakacak olursak sevgi bize yetinmeyi öğretti! Yani İncil'de geçen o tanımlamalardan hepsine birden sahip olamasak da aralarından seçmek zorunda bırakıldığımız  bir kaç güzel ifadeyi katabildik sevgimize.Ve o zaman anladık ki 'Sevgi yetinmekmiş.'


NoT:Bu konuda daha fazla konuşabilirdim ama ağzımdan çıkacaklar zamanla isyana dönüşecek diye korkuyorum ama neyse ki bana birde bunu öğretti sevgi;Sus!

12 Ağustos 2010 Perşembe

Kendime Not

Kimseye hak ettiğinden çok değer,onun hissettirdiğinden çok sevgi  vermeyeceksin.
İnanmayacaksın kolay kolay sana güveniyorum demeyeceksin güveneceksin mutlaka ama en çok kendine güveneceksin.
Karşındakini de senin gibi bilmeyeceksin başkadır o seni üzer,kırar yapmaz ben yapmam çünkü demeyeceksin.
Hayaller kurmayacaksın haddinden fazla hayal olduğunu bileceksin gerçekleşmediğinde yıkılmamak için ulaşılması imkansızı istemeyeceksin.
Kendini farklı sanmayacaksın hiç kimseden körü körüne inanmayacaksın.
Bildiğinden şaşmayacaksın kimse için kendini kandırmıcaksın olmazı oldurmaya çalışmıcaksın.
Seni üzenin arkasından gitmeyeceksin senin için bir adım atmayan için sen koşmayacaksın.
Bir şeyleri değiştirmenin elinde olduğunu sanmayacaksın tek başına başarabileceğini düşünmiceksin bütün yükü üzerine alıp çırpınmıcaksın.
Konuşmayacaksın kendini bitirene kadar kimsenin düşünemediğini zorla anlatmaya çalışmıcaksın.
Bir hatayı ikinci kez yapmıcaksın,yaptırmayacaksın.
Fedakar olmayacaksın fedakarlık görmedikçe. 
Sen varken yanında olmayanı,kötü günü iyi günü ayırt edemeyeni, üzülmeyi bilmeyip üzmesini bileni dürüst olduğunu savunup dürüstlüğü kullananları uzak tutacaksın kendinden.
Zaman harcamayacaksın boşuna kendini yıpratmayacaksın geçen zamanla.
Sana ne söylerse söylesin kimsenin sözüne güvenmeyeceksin,inanmayacaksın.
Hepsinden önemlisi bunları yaşasan da  her şeye rağmen kendin gibi kalacaksın!

ders alınacak şeyler bunlar!

3 Ağustos 2010 Salı

Ayrıntı'

Kapıyı açtım.
İçeri girdim.
Dağınık değildi.Tanıdık değildi.
Beklediğim gibi değildi.Sanki benim değildi.
Yabancıydım.
Eşyalara baktım.durması gerektiği gibi değillerdi bir kenara yığılmış beni bekliyorlardı.Bavulumu açtım koydum teker teker.Tekrar sahibi oldum o andan sonra yine benimdiler.
Sakladıklarımı aldım elime götürmek zorunda olduklarım ufak tefek anılarım.Daha sonra fotoğraflar geçti kimisi dolabımda yapışık duruyordu hala teker teker çıkardım onları da arkalarındaki banttan ayırdım diğerleri de çekmecedeydi görmek istemediğim zamanlarda kaldırmıştım onları.Hepsini birden elime aldım.O'anlarım.o zaman düşündüm fotoğraf çekilmek çok güzel bir şey diye uzun uzun baktım teker teker bazen gülümsedim kimisi o günü hatırlattı kimisi sevdiklerimi kimisi keşke dedirtti bana kimisi hatırlattı unuttuğum duyguları.Güzel bir şeydi.Fotoğrafları severdim en az fotoğraf çekilmeyi sevdiğim kadar.Aldım onları da koydum bavuluma yine benimdiler.
Her şeyi toparladım kapının önüne çıkardım son bir kez göz attım kapıyı çekerken.İçimden geçenler tam olarak şunlardı: ne kadar çabuk geçti zaman, odaya ilk geldiğim günü hatırladım eşyaları yerleştirdiğimi şimdi toparlamak için oradaydım ve artık oda bomboştu.O çekyatta arkadaşlarımla yaşadıklarım gülümsetti beni çıkarken gördüğüm çekyatın duruşuna bakınca.Dramatize edecek bir şey yoktu güzeldi her şey ama daha güzellerini yaşamak için çekiyordum kapıyı.Ayrılamayacağım bir yer değildi nasılsa.
Son anda baktım unuttuğum bir şey var mı diye dolabımın üstünde küçük bir kutu çarptı gözüme benim için en özel şeylerin olduğu bir kutuydu o.Her şeyi almıştım o kalmıştı orada neden bilemedim ama sonradan düşündüm almamam mı gerekiyordu o küçük kutuyu diye.Ama aldım işte.Unuttuğum tek şey oydu onca eşya içinden belki dedim ilahi bir şeydir olması gereken budur kalmalıydı orada  ama son anda gözüme çarpmasına engel olamadı hiç bir şey.Yine aldım,getirdim koydum bavuluma o da benimdi.-Sonra açıp bakmadım o küçük kutunun içine yeni evimde yeni yerine koydum gözüme çarpmayacak tıpkı o dolabın üstündeki gibi zamanla unutulacak bir köşeye-
Odaya göz attım tekrar bu sefer emindim.Buydu hepsi bu kadardı.Benim olan hiç bir şey kalmamıştı artık.
Kapıyı çektim.
Gittim.