26 Mart 2010 Cuma

Gel Fenerim GEL

 Derbiye iki gün kala içim sarı kırmızı doldu yine.Febe maçlarında herkes daha fazla heyecanlanır bu kesin ama bu sefer yine bir başka.İki takıma da bakıldığında skoru tahmin etmek pek mümkün olmuyor bu yüzdendir belki de.Bir yanda Trabzon'dan 1-0 malup ayrılmış Galatasarayımız'ın üzerinde birde eski başkan Özhan Canaydın'ı kaybetme üzüntüsü var.Ama liderlik hesapları yapıldığında bize galibiyet gerekli Bursa aldı başını gidiyor biri dur demeli bu demek oluyor ki bu maçla 3puan gelmeli yani en azından takipte olduğumuzun bilinciyle ilerleyelim,ilerlesinler.Febeden bahsetmek gerekirse de Ali Sami Yen'e gelicek takım.Bence onlarda da sağlam bir korku oluşmuştur son zamanlarda iyi olmadıklarını düşünüyordum ama toparlandılar gibi. Ama yine de rakip takımı bu sefer FARKLI bir şekilde ağırlayacağız gibime geliyor.
Bu arada peşimizi bırakmayan terslikler hala devam etmekte.Sakatlıklardan bahsediyorum evet.Bu noktada kulübün sağlık ekibine söyleyecek bir ton şey geçiyor aklımdan.Haftalarca süren sakatlıklara her gün yeni bir tane ekleniyor.Son olarak kaptanımız Arda sakatlanmış hemde idmanda.İşte buna çok kızıyorum böyle önemli bir maçta Arda gibi bir oyuncunun idmanda sakatlanması ne büyük dikkatsizlik.Oynaması pek mümkün değil gibi gözüküyormuş çok üzücü..İnşallah bir yolu bulunur ve febe karşısına çıkar kaptanımız.Neyse hepsini bırakalım da derbi gününü bekleyelim.

Söylemem gereken şeylerden bir kaçı;
-İnsan gibi oynanan Özhan başkanın değişiyle 'fair play' bir maç olsun.!
-Futbolcular birbirlerini sakatlamak için kafa göz girmesin birbirlerine.!

-İzlemesi zevkli bol gollü bir futbol şovu olsun.
-Adını anmak istemediğim 5numaralı febe oyuncusu akıllı olsun.!

-Taraftarlar destekleri tam,Sami Yen fenere cehennem olsun.!


-Ne olursa olsun GALATASARAY'IM şampiyon olsun!

12 Mart 2010 Cuma

Bana göre EDİRNE


Aslında İstanbul'da oturuyor olmama rağmen binlerce insanın yaptığı gibi bende üniversite okumak için başka bir şehre 4 yıllığına misafir olarak Edirne'ye geldim.İstanbul'da doğmuş büyümüş biri olarak benim gözümden Edirne ye bakmak isterseniz şöyle efenim;

-İstanbul'a 3 saat mesafede olması hafta sonları istediğim zaman İstanbul'uma gidebilme imkanını sağlıyor.Üstelik otobüs firmalarının rekabeti ile biletler 10 liraya kadar düştü.Bu da biz öğrencilerin baya işine yaradı doğrusu.
-Bilindiği üzere Edirne de deniz yok yani merkeze yakınsanız denize uzaksınız demektir.Ancak bir çok iç kısım şehirlerinden daha şanslı olduğumuzu hissettiren Meriç Nehrimiz var.Meriç ile ilgili ayrıntıları başka bir konuda geniş olarak yazarım ama bahar gelince bir ada havasına bürünür ve insanların etrafında piknik yaptığı bir kaç güzel çay bahçesinin olduğu su görmeye alışık olanların sevebileceği en azından avunabileceği bir yer.
-Herkesin ilk okul sıralarında öğrendiği bir şey de Edirne zamanında Osmanlı'ya başkentlik yapmış olmasıdır.Bunun izlerini görebileceğimiz,tarih kokusunu buram buram alabileceğimiz yerlerde mevcut.Başta Edirne'yle özdeşleşmiş Selimiye Camii ki bilmeyen yoktur varsa da ben söylemiş olayım Mimar Sinan'ın yaptığı Cami Edirne merkez de bulunuyor.Ve Şehrin girişinden bile muntazam bir şekilde görülüyor.Sonrasında Üç Şerefeli Camii,Beyazid Külliyesi Ve Müze bunlar gibi bir çok Osmanlı döneminden kalmış eserler var.
-Merkez çok büyük değil gerçi İstanbul ile kıyaslamamak gerekli ama yine de güzel ve kapalı çarşıyı andıran Ali Paşa Çarşısı var.Ufak tefek şeyleri ucuza bulabileceğinizi düşünüyorum.
-Trakya Üniversitesi evet benim de okuduğum güzel okulum da burada.Birçok kampüse dağılmış olan T.Ü söyleyecek fazla söze gerek bırakmayan Türkiye de ki diğer devlet üniversiteleri gibi normal bir okul.Öyle pek ahım şahım bir yanı yok yani varsa da ben henüz göremedim.
-T.Ü den bahsedince Edirne tam bir öğrenci şehridir.Daha çok bu tanım Eskişehir,Bursa gibi yerlere söylenir ama bence burası da tam anlamıyla bir öğrenci memleketi.Genç nüfus fazla otobüse bindiğinizde çoğunluğun öğrenci olduğunu görürsünüz yada tatillerde evlerine dönen öğrencilerin buraları nası boş bıraktığını.
-Cafelerden bahsetmedik hiç,aslında bu konuda tam anlamda gereksinimlerimizi karşılayamadı burası çok hoş yerler de var aslında ama sanırım bir kaç kere gidince bıkıyorsun yeni bir yer arayışına giriyorsun o zamanda eksiklikler ortaya çıkıyor.Ama yine de güzel vakit geçirebileceğiniz yerler mevcut.
-Ev kiraları da öğrenci memleketi dediğim şehirde gayet normal bir seviye de 500-600 liraya yakıt dahil gayet iyi evlerde kalan arkadaşlarım var.Ayrıca minibüsler de 75 kuruş her yere bir minibüsle gidebiliyorsunuz.Birde minibüslerde genelde muavin bulunur.Eğer Edirne ye ilk kez geldiyseniz hemen anlaşılır çünkü Edirneliler parayı uzatmadan önce muavin var mı diye sorar yoksa şöföre uzatır varsa yerine oturur muavini bekler.Ulaşım sıkıntısı gece yarısı olmadığı sürece pek mümkün değil.Ayrıca taksilerde taksimetre olayı hemen hemen bitmiş.Binince ne kadar vereceğini biliyorsun en uzak mesefe de aslında pek uzak değil :)
-Yerli halktan bahsetmek gerekirse gayet moderndirler hani mahalle baskısı gibi şeyler buraya pek uğramamış sevgililer gayet rahat gezer,kızlar gece sokakta korkmadan yürüyebilirler.Şuana kadar herhangi bir şey başıma gelmedi inşallah da olmaz ama gözüken bu.İnsanların rahatlıkları da konuşmalarına yansımış herkesin bildiği gibi 'beya' buarda pek sık kullanılır.Konuşmalarında bir melodi gibi gittikçe azalan bir tını vardır şimdi burada onu anlatamayacağım ama gerçekten de öyle.
-Buranın meşhur 3 şeyi vardır.Birincisi Tava ciğer.Her hafta düzenli olarak yerim mükemmel bir şey bağımlılık yapan bir tadı var ciğer sevmeyenlere de denemelerini tavsiye ederim aslında sevmeyip sadece Edirne usulu ciğer yiyen çok insan gördüm.İkincisi meyve sabunu.Meyve şeklinde hazırlanmış minik sabunlar daha çok süs amaçlı kullanılıyor.Üçüncüsü de süpürge.Evet bildiğimiz çalı süpürgesi zamanında burada yapıldığı için pek meşhurmuş sonraları malum elektrik süpürgeleriyle önemini yitirmiş.Ama hala süs amaçlı satılıyor.
-Ve artık son olarak söyleyeceğim bir şey de 1 tane de küçük bir stad var şehrimiz de 23 Kasım Stadı.Edirne Spor'un maçları orada oynanmakta.Merak edenler için Edirne spor renkleri de benim gönül verdiğim renklerden;sarı-kırmızı...Bir sonraki yazımın rengi de şimdi ortaya çıktı :) Neyse bu başlığı toparlamak gerekirse sevmek zorunda olduğum için midir bilmiyorum ama bu küçük şehre gayet alıştım güzel yaşanılası bir yer kış ayları çok soğuktur ama yine de keyifli yanları var yani en azından öğrencilik için hoş bir yer  denebilir.

Üniversite için şehir beğenen arkadaşların için dipnot: bu yazıyı okuduysan tercihleri yazarken burayı da göz önüne alabilirsin.. sen de yaz güzel oluyor ;)



11 Mart 2010 Perşembe

Bugün bir bloga sahibim!

Sanırım kişisel şeylerin yayınlanması,bireylerin kendi medyasını oluşturması bir çok insanın olduğu gibi benim de hoşuma gitti.Anladığım kadarıyla insanlar bu günlük mantığıyla oluşturdukları blogları çekinmeden,korkmadan birde paylaşmanın verdiği huzurla dolduruyor.Zaten benim de istediğim tam da böyle bir şeydi.'burası benim yerim istediğim gibi zırvalarım' olayım budur yani.Bakalım bu platformda  neler paylaşabilirim ama sanırım bana göre şeylerden bahsedeceğim bu adresi seçmemin sebebi de bu olsa gerek.
Bekleyelim,görelim..:)