12 Mart 2010 Cuma

Bana göre EDİRNE


Aslında İstanbul'da oturuyor olmama rağmen binlerce insanın yaptığı gibi bende üniversite okumak için başka bir şehre 4 yıllığına misafir olarak Edirne'ye geldim.İstanbul'da doğmuş büyümüş biri olarak benim gözümden Edirne ye bakmak isterseniz şöyle efenim;

-İstanbul'a 3 saat mesafede olması hafta sonları istediğim zaman İstanbul'uma gidebilme imkanını sağlıyor.Üstelik otobüs firmalarının rekabeti ile biletler 10 liraya kadar düştü.Bu da biz öğrencilerin baya işine yaradı doğrusu.
-Bilindiği üzere Edirne de deniz yok yani merkeze yakınsanız denize uzaksınız demektir.Ancak bir çok iç kısım şehirlerinden daha şanslı olduğumuzu hissettiren Meriç Nehrimiz var.Meriç ile ilgili ayrıntıları başka bir konuda geniş olarak yazarım ama bahar gelince bir ada havasına bürünür ve insanların etrafında piknik yaptığı bir kaç güzel çay bahçesinin olduğu su görmeye alışık olanların sevebileceği en azından avunabileceği bir yer.
-Herkesin ilk okul sıralarında öğrendiği bir şey de Edirne zamanında Osmanlı'ya başkentlik yapmış olmasıdır.Bunun izlerini görebileceğimiz,tarih kokusunu buram buram alabileceğimiz yerlerde mevcut.Başta Edirne'yle özdeşleşmiş Selimiye Camii ki bilmeyen yoktur varsa da ben söylemiş olayım Mimar Sinan'ın yaptığı Cami Edirne merkez de bulunuyor.Ve Şehrin girişinden bile muntazam bir şekilde görülüyor.Sonrasında Üç Şerefeli Camii,Beyazid Külliyesi Ve Müze bunlar gibi bir çok Osmanlı döneminden kalmış eserler var.
-Merkez çok büyük değil gerçi İstanbul ile kıyaslamamak gerekli ama yine de güzel ve kapalı çarşıyı andıran Ali Paşa Çarşısı var.Ufak tefek şeyleri ucuza bulabileceğinizi düşünüyorum.
-Trakya Üniversitesi evet benim de okuduğum güzel okulum da burada.Birçok kampüse dağılmış olan T.Ü söyleyecek fazla söze gerek bırakmayan Türkiye de ki diğer devlet üniversiteleri gibi normal bir okul.Öyle pek ahım şahım bir yanı yok yani varsa da ben henüz göremedim.
-T.Ü den bahsedince Edirne tam bir öğrenci şehridir.Daha çok bu tanım Eskişehir,Bursa gibi yerlere söylenir ama bence burası da tam anlamıyla bir öğrenci memleketi.Genç nüfus fazla otobüse bindiğinizde çoğunluğun öğrenci olduğunu görürsünüz yada tatillerde evlerine dönen öğrencilerin buraları nası boş bıraktığını.
-Cafelerden bahsetmedik hiç,aslında bu konuda tam anlamda gereksinimlerimizi karşılayamadı burası çok hoş yerler de var aslında ama sanırım bir kaç kere gidince bıkıyorsun yeni bir yer arayışına giriyorsun o zamanda eksiklikler ortaya çıkıyor.Ama yine de güzel vakit geçirebileceğiniz yerler mevcut.
-Ev kiraları da öğrenci memleketi dediğim şehirde gayet normal bir seviye de 500-600 liraya yakıt dahil gayet iyi evlerde kalan arkadaşlarım var.Ayrıca minibüsler de 75 kuruş her yere bir minibüsle gidebiliyorsunuz.Birde minibüslerde genelde muavin bulunur.Eğer Edirne ye ilk kez geldiyseniz hemen anlaşılır çünkü Edirneliler parayı uzatmadan önce muavin var mı diye sorar yoksa şöföre uzatır varsa yerine oturur muavini bekler.Ulaşım sıkıntısı gece yarısı olmadığı sürece pek mümkün değil.Ayrıca taksilerde taksimetre olayı hemen hemen bitmiş.Binince ne kadar vereceğini biliyorsun en uzak mesefe de aslında pek uzak değil :)
-Yerli halktan bahsetmek gerekirse gayet moderndirler hani mahalle baskısı gibi şeyler buraya pek uğramamış sevgililer gayet rahat gezer,kızlar gece sokakta korkmadan yürüyebilirler.Şuana kadar herhangi bir şey başıma gelmedi inşallah da olmaz ama gözüken bu.İnsanların rahatlıkları da konuşmalarına yansımış herkesin bildiği gibi 'beya' buarda pek sık kullanılır.Konuşmalarında bir melodi gibi gittikçe azalan bir tını vardır şimdi burada onu anlatamayacağım ama gerçekten de öyle.
-Buranın meşhur 3 şeyi vardır.Birincisi Tava ciğer.Her hafta düzenli olarak yerim mükemmel bir şey bağımlılık yapan bir tadı var ciğer sevmeyenlere de denemelerini tavsiye ederim aslında sevmeyip sadece Edirne usulu ciğer yiyen çok insan gördüm.İkincisi meyve sabunu.Meyve şeklinde hazırlanmış minik sabunlar daha çok süs amaçlı kullanılıyor.Üçüncüsü de süpürge.Evet bildiğimiz çalı süpürgesi zamanında burada yapıldığı için pek meşhurmuş sonraları malum elektrik süpürgeleriyle önemini yitirmiş.Ama hala süs amaçlı satılıyor.
-Ve artık son olarak söyleyeceğim bir şey de 1 tane de küçük bir stad var şehrimiz de 23 Kasım Stadı.Edirne Spor'un maçları orada oynanmakta.Merak edenler için Edirne spor renkleri de benim gönül verdiğim renklerden;sarı-kırmızı...Bir sonraki yazımın rengi de şimdi ortaya çıktı :) Neyse bu başlığı toparlamak gerekirse sevmek zorunda olduğum için midir bilmiyorum ama bu küçük şehre gayet alıştım güzel yaşanılası bir yer kış ayları çok soğuktur ama yine de keyifli yanları var yani en azından öğrencilik için hoş bir yer  denebilir.

Üniversite için şehir beğenen arkadaşların için dipnot: bu yazıyı okuduysan tercihleri yazarken burayı da göz önüne alabilirsin.. sen de yaz güzel oluyor ;)



2 yorum:

  1. Yıllanmış bir Edirneli olarak, yazını pek beğendim. Gayet güzel özetlemişsin minik görünümlü, aslında çok 'kocaman' olan modern şehrimizi. Ufak bir düzeltme yapayım +2 gün daha eklemek lazım stadyum ismine. 25 Kasım Stadyumu orası. Edirne'nin kurtuluş günü.) :)

    minik not:(az önce formspring'e tekrar üye oldum. tesafüden twitter'da denk geldim sana. neredeyse aynı zamanlarda twitlemişiz formspringin check out nanesini. edirne-istanbul görünce profilinde ilginç geldi, sevindim. dolana dolana burayı buldum. ciğeri de seviyormuşsun. şukela! :)

    YanıtlaSil
  2. :) yanlış hatırlamışım demek stad adını kusura bakmasın kimseler.düzeltmen iyi oldu teşekkür ederim.zaman ayıramıyorum yazacak çok şey birikiyor aslında ama sonra unutuyorum.nereleri dolanarak buldun burayı twitter da web e yazmamıştım burayı..?tebrik ederim valla bende bir edirnelinin bu şekilde yazımı bulup iyi yorumlamasına sevindim..şukela! :)

    YanıtlaSil